Biliyorum ama söylemem

 

Mağara

 

Ahmet ve Ayşe yukarıdaki şekilde gösterilen mağaranın önünde konuşmaya başlarlar:

Ahmet: Aaa, hadi gel şu mağarada oynayalım.

Ayşe: Çok iyi fikir.

Ahmet: Şimdi hatırladım, o mağaranın arkasında bir duvar vardı. Bir taraftan öbür tarafa geçmek imkansız.

Ayşe: Duvardan geçmek mümkün. Sadece sihirli kelimeyi bilmek yeterli.

Ahmet: Ne sihirli kelimesi? Kimse geçemez o duvardan.

Ayşe: Ben sihirli kelimeyi biliyorum ki. İstediğim zaman o duvardan geçebilirim.

Ahmet: İnanmıyorum sana. Nasıl bir sihirli kelimeymiş? Söyle bakalım!

Ayşe: Söylemem. Söylersem sen de bilirsin.

Ahmet: O zaman seninle geleyim. Duvardan geçerken göreyim seni.

Ayşe: Olmaz. Sihirli kelimeyi söylerken duyabilirsin. Ayrıca bunu bildiğimi başka kimsenin bilmesini de istemiyorum.

Ahmet: İyi de duvardan geçtiğini görmeden sihirli kelimeyi bildiğine nasıl inanacağım?

 

Ayşe, Ahmet’i duvardan geçebildiğine sırrını açıklamadan nasıl ikna edebilir?

 

Çözüm