Her ülke, her millet tarihindeki başarıları coşkuyla kutlasa ne kadar güzel olurdu. Çok büyük başarılar olmasına da gerek yok bence. Kutlanacak bir şey elbet bulunur. Ayrıca son gülen iyi güler görüşünü de iyi bir strateji olarak görmüyorum. Gülme fırsatını buldun mu güleceksin. Bugünün işini yarına bırakma!
Hatta bir milletin bazı başarılarını diğer milletler de beraber kutlayabilir. O zaman dünya daha güzel bir yer olmaz mı? Mesela biz Malazgirt savaşıyla Anadolu’ya girişimizi, doğudaki ülkelerin halkları da Türklerden kurtulma bayramı gibi kutlayabilir. Tabii ki bu örnekten tarih ve coğrafya konusunda ne kadar cahil olduğum belli oluyordur ama fikir aşağı yukarı anlaşılıyordur. Biz batıya geldikçe doğudaki varlığımız ya da gücümüz azalıyordur. Dolayısıyla doğudaki milletler için de kutlanacak bir şeyler oluyordur.
İstanbul’un fethi de tam kutlanacak bir başarı. Söylentiye göre çağ kapatığ çağ açtık bu fetihle. İşin komik kısmı ise açtığımız çağa diğer milletler bizden iyi girmiş. Olsun, yine de bu fethi kutlamalıyız. Hatta Yunanlılar da artık kutlamalı. Büyük İstanbul depreminden kurtulmalarının yıldönümü ne de olsa.
Hemen aklıma gelen bazı kutlamaları yazayım.
10 Ağustos: Batılılar tarafından kutlanabilecek olan “Osmanlılara her istediğimizi kabul ettirebileceğimizi görme bayramı”. Aynı günü Osmanlılar da “Ülkenin sorunlu bölgelerinden kurtulma bayramı” olarak kutlayabilir. Ne tesadüf ki bu yıl yüzüncü yıldönümüymüş. Hep beraber kutlamak ne güzel olurdu.
30 Mayıs: Türklerin Avrupa’dan atılma bayramı olabilir. Aynı şekilde biz de bu günü batının ahlaksızlığından kurtulma bayramı olarak kutlayabiliriz. Aslında acele etsek kutlamalar bugüne yetişebilir.
Dilerim bu örnekler kısa süre içinde hem çoğalır hem de uygulanır. Bu şekilde dünyanın çok daha güzel bir yer olacaktır.