Pragmatizmin elli tonu

İki gün önce şef diğer ekipten M’ın, planladığımız güncelleme ile ilgili benimle konuşmak istediğini söyledi. Anladığım kadarıyla bazı endişeleri varmış. M da dün aradı ve konuştuk. Önce kısaca problemden bahsedeyim ama. Üretim hattında birbiriyle konuşan iki adet makinemiz var. Benim programladığım makine ürünleri optik inceliyor, M’ın programladığı da tartıyor. Sonunda ürün bilgileri M’ın programladığı makinede gösteriliyor. Bu gösterilen bilgilerin bir kısmı da ürünün değişik görüntüleri. Aynı ürün için biri röntgen ikisi optik olmak üzere üç değişik görüntümüz var. Bu görüntüleri göndermeden önce ham verileri JPG’e dönüştürüyorum ve bu işlem üretim hızına oranla çok uzun sürüyor. Diğer program bu verileri topluyor ve eğer ürün hala üretim hattındaysa ağırlık bilgisiyle beraber gösteriyor. Şimdi burada karşılaştığımız sorun şu: Sık sık görüntü güncellemesi olmuyor çünkü veriler zamanında diğer sisteme ulaşmıyor. Bu da kullanıcıyı rahatsız ediyor.

Bu sorunu gidermek için iki değişiklik yaptık. Birinci değişiklikte M bana hangi ürünü göstermek istediğini önceden söylüyor ve bu sayede JPG dönüştürmesine daha önce başlayabiliyorum. İkinci değişiklikte de diğer sistemlere gönderdiğimiz verileri kısıtlayarak sistemdeki yükü biraz hafiflettik. Bu iki çözüm testlerimizde durumu epey iyileştirdi. Tabii ki kesin çözüm değildi bunlar ve arada problem yine olacaktı ama eskisi kadar uzun sürmemesi hedefimizdi.

Yaptığımız ikinci değişiklik için program güncellemesine gerek yoktu. İki parametreyle o işi halledebiliyorduk. Bunu müşterideki sistemde uyguladık ve sonuçlar geçen gün geldi. Bir iyileşme yoktu. M da bu sonuçlar üzerine endişelenmeye başlamıştı. Bana telefonda eğer bu değişiklik bir sonuç vermediyse diğer değişiklik de işe yaramayabilir, o zaman müşteriye ne cevap veririz diye sordu.

Kendi testlerimiz için bir ölçüm metodu tanımlamıştık. Bu testler sonunda iki şey gördük. İki çözüm beraberken sistemde iyileşme görebiliyorduk ve bu yöntemler ölçülebilir bir iyileşme de getiriyordu. Fakat müşteride bu testleri yapan kişi hiç tanımadığımız bir ölçüm aletiydi. Evet, her insan bir ölçüm aletidir ve standartları da yoktur. Ben de M’a, o zaman diğer ölçüm aletini öğrenelim ve testlerimizi ona göre uygulayalım dedim. Belki müştriyle konuşursak beklentilerini ölçülebilir bir hale getirebilirdik. O zaman sürprizlere de ihtiyacımız kalmazdı.

Sonra bu görüşmeyi şefe de anlattım. Şef her zamanki gibi pragmatik yolları tercihten yanaydı. Ölçümlerimizi müşteriye sunabilirdik ve kötüleşme de gözlemlenmemişti. Müşteriyle konuşarak zaman kaybetmeye ne gerek vardı ki? Bakalım şef önce M ile konuşsun da ne yapacağımız bir belli olsun.

0 Comments

Bir yanıt yazın