Bizde projeler klasik şöyle yürür:
Müdürler bir proje yapalım diye düşünür. Sonra bir grup kurarlar ve hadi bu projeyi yapın derler. Biz de hemen bir toplantı yaparız ve projenin ne olduğunu bize anlatılır. Toplantı sonunda aslında projenin kimse tarafından anlaşılmadığı ortaya çıkar. Toplantı boşa gitmemiştir ama, bu toplantıda kesinlikle projenin ne zamana biteceği üzerinde anlaşmış oluruz. Toplantı bir sonraki toplantının tarihini tespit etmeyle biter ama bir sonraki tarihte herkesin işi olduğundan bir ara uygun bir tarih kararlaştırılacağı kararı alınır.
Aynen bu şekilde, üç grubu ilgilendiren bir projeye başladık. Proje Mayıs gibi bitecek ve bu arada iki fuar olduğundan o tarihler arası da şimdiden bloke edilmiş durumda. Şimdiye kadar iki üç toplantı bitti ve daha üzerinde anlaşılmış bir konsept kırıntısı bile yok. Bir sonraki toplantının tarihi belli değil. Bu sırada herkes başındaki on değişik projeyle boğuşuyor ve Nisan gibi proje sayısı daha da fazla olacak (aynı ekipler her hafta başka bir proje için de toplantılar yapmaya çalışıyor ve nedense bir sonraki toplantıya ben de davetliyim).
İlk toplantıdan ve önceki projelerden anladığım kadarıyla kesinlikle ihtiyacım olan bir programa başladım. Bunu duyan şef de “ooo, daha Mayıs’a çok var” dedi. Ben de “o finale son gece çalışan elemanlardan 70 alanı daha görmedim” dedim. Güldü. Ben gülmedim.
Fuarlar sırasında bana ciddi işler çıkmazsa bu işi hallederim gibi geliyor. Ondan sonra zaten çok daha önemli projeleri üzerimize bindirecekler. Benim asıl korkum, bu haftaya beni davet ettikleri projenin bir fuar projesi olma ihtimali. Öyle olursa bana da her gün final var demektir.