Sanal alışveriş

Bu günlerde müzik enstrümanlarının fiyatlarına bakmaya başladım. Alacağımdan değil. Barok flütüm şu sıralar bana oldukça yeterli ama yine de hayal kurmak gibisi yok. Zamanımın öyle büyük bir kısmında hayal kuruyorum ki bana çok şey yaptığımı söyleyen insanları anlamakta zorluk çekiyorum. Hayalini kurduğum bu kadar şeyi alabilecek kadar param olsa bile bunları koyacak yerim yok tabii ki ama o da sorun değil. Hayal kurarken bunları koyacak yeri bulmayı hayal etmek de kolay. Asıl sorun bu kadar şeyi kullanacak zamanı hayal etmek ama buna da çözümler buldum tabii ki.

Sanat malzemeleri satan sanal dükkanları da sık sık geziyorum. Oralar daha da riskli aslında. O ürünleri azar azar almak mümkün ve dolaplarımda şimdiden epey malzeme birikmiş durumda. Yani hayalimdeki yer sorununu şimdiden gerçekleştirmiş durumdayım. Bir tek yetenek kısmı kaldı, o da söylentiye göre çalışarak halledilebiliyormuş. Göreceğiz bakalım.

Tam yağlı pastel boya alayım mı acaba derken gidip de kimyasal malzeme aldım. Sanal ortamın tehlikesi bu. Gezgin ile alışveriş arasında sadece bir tık mesafe var. Toplamda yazan fiyatla beyinde yapılan hesaplar arasındaki ince ve anlık dengeler kolayca bozulabiliyor. Bu alışverişi haklı çıkarabilmemin tek yolu bu yaz birkaç tane başarılı deney yapmaktan geçiyor.

Dediğim gibi pahalı ürünleri satın alacakmış gibi yapmak benim için daha güvenli bir yol. Örneğin kolay kolay mikroskop alabileceğimi sanmıyorum. En azından evdeki duruyorken ve işimi görüyorken. Büyük de konuşmayayım ama, her gün ikinci el mikroskop satan sayfaları başkası geziyor sanki.

Sanal alışveriş hastalığım gerçek bir hastalığa dönmediği sürece sorun yok bence.

Bir yanıt yazın