Sanırım iki gün önceydi. Masamda çalışırken içerden bir çığlık ve “hemen koş” sesi geldi. Kilomun izin verdiği bir hızda koşup olay yerine geldim. “Bak Grigori ne getirdi?”. Grigori kedilerimizin alfa erkeği. Girişte çığlığın şiddetiyle orantılı acayip bir hayvan aramaya başladım. Hayır, fare, kuş filan olamazdı, onlar zaten her gün geliyor. Çalışma masamın altı kuş tüyü dolu. Bir süre daha aradım ama bir şey bulamadım. Sonra yerde sersemlemiş durumdaki kızböceğini gördüm. Aeshna viridis türü olabilir, çok incelemedim çünkü öncelikle kedilerden uzaklaştırmam gerekiyordu. Diğer taraftan bu kedilerin saldırdığı ve sağ kalan bir hayvan daha görmediğim için bu kızböceğinin de düşündüğümden daha ağır yaralı olduğunu düşünüyordum. Parmağımı uzatınca sıkı sıkı tutundu ve bahçeye gittik.
Beraber bir selfie çektim ve sonra kendisini kedilerin ulaşamayacağı bir dala koydum.
Ertesi gün bahçede dolaşırken kızböceğinin kurtulamadığını gördüm. Bu sefer arılar ve karıncalar kızcağızın başına üşüşmüştü.