Bu sabah haftalık orman gezintilerimizden birini daha yaptık. Genelde fotoğraf çekmek için ormanın kenarı daha uygun bir yer. Daha çok ışık var, biraz daha renkli, biraz daha sıcak. Yine de herhangi bir bahçe ya da çayırlıktaki kadar değil.
Doğanın çeşitliliği sadece görsel alanda değil ama. Artık üremede çiçeklerin yerini tohumların aldığı mevsimlere geldiğimiz bugünlerde haliyle doğanın sürprizleri de biraz daha gizli sergilenmekte.
Her hafta gittiğimiz parkurun hemen hemen tamamında sağlı sollu çevremizi saran Impatiens parviflora bitkileri bugüne kadar aslında çok da ilginç gelmemişti bana. Küçük soluk sarı renkli çiçeklerinden çok üzerindeki küçük böcekler daha ilginçti ama orman sürekli rüzgarlı olduğundan küçük böceklerin fotoğrafını çekmek de pek kolay olmuyor. Fakat bugün hedefim böcekler değildi. Neden bilmem, daha ormana girmeden gördüğüm bitkilerin tohum kısımlarını olgunlaşmmamış olsa da toplamaya başlamıştım.
Parvifloraların da tohumlukları biraz büyümeye başlamıştı. Acaba sertleşmişler mi diye dokunmayı deneyince bitki beklemediğim bir hareket yaptı. İçindeki tohumları fırlatacak mekanizmayı çalıştırdı. Şaşkınlığım ve korkum geçince elime düşen tohumlara baktım. Bu bitkinin büyüklüğüne göre oldukça büyük tohumlardı. Bitki de zaten pek büyümediğinden tohumlarını çevreye yayabilmek için mantıklı bir yöntem geliştirmişti. Bir yay mekanizması ile iri tohumları mümkün oldukça uzağa fırlatabiliyorlar. Aşağıda bu sahneyi ağır çekimde görebilirsiniz.