Vücuttan sinyaller var

Aslında sinyaller uzun zamandır vardı da ben dinlemiyordum. Bunlar stres gibi sinsi sinyaller de değildi. Açıkça iki aydır sol bileğim ve elim bir şeyi tutunca ağrıyordu. Heralde kışın ardından bahçede çalışırken başladı. Sonunda bu cuma doktorun verdiği reçeteyle atel (evet geçen gün bulamadığım kelime atelmiş) almaya gittim.

Satıcı kadın reçetedeki ürünün tamamının sigorta tarafından karşılanmadığını söyledi ve alternatif ürün var mı diye arayabileceğini söyledi. Ne kadar para vermem gerekeceğini sordum ve 15 avro cevabını alınca bir şey değilmiş dedim. Aslında bu aletin içinde 15 avroluk bir malzeme olduğunu da sanmıyorum ama neyse.

Hasta olmayı genelde sevmem ama hasta olduğumda da onları komik durumlara çevirmeye çalışırım. Başkalarına moral vererek moral bulma çabası gibi. Her zaman başarılı olamıyorum ama bu kadarını da yapmasam çıldırabilirim. Bu sefer de atelimi renkli oyun hamurlarıyla Thanos’un eldivenine benzettim. Bu sırada epey kurumuş oyun hamurlarını bebek yağı ile yeniden yumuşatabileceğimi keşfetmiş oldum. Bakalım parmağımı şıklattığımda kimler yok olacak?

Sinyaller bu kadar mı? Hayır. Hafta sonu ile hafif bir depresiflik de geldi yerleşti. Oysa tek elle epey iş de yaptım. Algoritma simülasyonlarıma yeni bir tanesini ekledim. Wikipedia’nın eksik bulduğum yanlarından biridir bu. Bilgi var ama animasyon ve simülasyon yok gibi. Oysa algoritma gibi şeylerin işleyişini seyredebilmek öğrenmeyi çok daha kolaylaştırabilir. Koca açığı tek başıma kapatamam heralde ama bir yerden başlamak lazımdı.

Bu depresif durumlar nereden geliyor bilmiyorum. İnsanlar mutlu. Tatil dönemi başlıyor. Bu mu rahatsız ediyor beni? Kim bilir? Belki de yine başka stresler birikti içimde. Bu gibi durumlarda hobilere saldırırdım ama genelde onlar da bir işe yaramazdı. Yani verimli olurdum olmasına da bu his kaybolmazdı. En iyisi biraz dinleneyim. Zaten atel kullanırken pek bir şey yapmak mümkün olmuyor.

Bir yanıt yazın