2. DİDON (N Joker): Halkın İstanbul’daki yabancılara, özellikle Fransızlara verdiği ad, didona. Züppe.
3. FİLMCİ (L Joker) : Sinemacı.
4. ÇİMENTO (T Joker) : Killi kalkerleri özel fırınlarda pişirip ezmekle elde edilen, çamuru çarçabuk katılaşıp sertleşen ve yapılarda harç malzemesi olarak kullanılan kül renginde veya beyaz toz
Stroop etkisini basit bir şekilde gözlemlemek için küçük bir program yazdım.
(Wikipedia'dan alıntı) Stroop etkisi. John Ridley Stroop'un 1935 yılında geliştirdiği
üç kısımdan oluşan bir bilişsel kontrol testi.
Bir rengin adı (örneğin, "mavi," "yeşil," ya da "kırmızı")
farklı bir renkle yazıldığında (örneğin "kırmızı" kelimesi kırmızı renkle değil
mavi kalemle/renkle yazıldığında) kelimenin rengini saptama isleminin daha fazla
süre aldığını ve aynı renkle yazılması durumuyla karşılaştırıldığında daha fazla
hata yapıldığını belirtmektedir. Bu okuma ve okuma sonucundaki anlama isleminin
otomatik ve daha hizli olarak gerceklesmesinden kaynaklanmaktadir. Renk saptama islemi
ise okuma kadar otomatiklesmis bir islem degildir.
Aşağıdaki linke basılarak oynanan oyunda amaç basit: Büyük kutudaki yazının rengini aşağıdaki seçeneklerden mümkün olduğunca çabuk seçmek. Oyun iki değişik soru seçiyor. Birinde kutudaki rengin adıyla rengin kendisi aynı. Diğerinde ise bu ikisi de farklı. Stroop etkisine göre ikisinin farklı olduğu durumda beynimizin doğru rengi bulması biraz daha uzun sürmeli.
Kutunun üstündeki kutularda o ana kadarki bazı istatistiki bilgiler var. Sol tarafta renkle yazının aynı olduğu soruların bilgileri, sağ tarafta da farklı olduğu durumdaki sonuçlar gösteriliyor. Doğru ve yanlış cevaplar ayrı ayrı sayılıyor. Toplam ve ortalama süre de sadece o kısımda verilen doğru cevaplar üzerinden hesaplanıyor.
Bu pozisyonda son hamleyi atıyoruz. Siyah piyonların hepsi tahtada ve h7 piyonu g6 karesinde bir beyaz taş almış.
İlk önce beyaz şahın f7 karesine nasıl gitmiş olduğuna bakalım. Eğer b6 piyonunu geri alırsak ilk problemle karşılaşıyoruz.
Beyaz şah bu piyon duvarını aşıp f7 karesine ulaşamaz. Eğer siyah piyon h7 karesinde olsaydı da durum değişmezdi. Şah e6 karesine kurallara uygun hamlelerle ulaşamaz. Aynı şekilde piyon h7 karesindeyken g6 karesine de gidemez ve piyonlar bu şekildeyken de h6 karesine gidemediğinden g8 karesine de ulaşılamaz. Demek ki beyaz şah a6-b7 yolundan sekizinci yataya gitmiş ve e8 karesi üzerinden f7 karesine gelmiş.
Ayrıca b6 hamlesinin önceden oynanmış olması problemdeki pozisyonda son hamlenin beyaz tarafından yapılmış olduğunu gösterir. Siyahın son hamlesi Ae8 de olamaz, çünkü d6 karesindeki at şah çekiyor olurdu. Bu da bizi bir sonraki sorumuza getiriyor:
Siyah at e8 karesine nasıl gelmiş?
Kendi piyonları yüzünden atın d8 karesine erişebileceği tek kare d6 ama bu kare hem e8 hem de f7 karesini tehdit ettiğinden beyaz şahın f7 karesine ulaşması için biraz daha açıklamaya ihtiyacımız olacak gibi. Demek ki siyah at d6 karesine geldiğinde beyaz şah f7de olamaz ve daha da ilginci e8 karesinden geride de olamaz. O zaman ne kadar garip gelse de beyaz şah g8 karesine de gitmiş olmalı. At e8 karesine gidince f7 karesine gelmiş.
Yani buna benzer bir pozisyon ama tabii ki bu kurallara aykırı bir pozisyon. Demek ki siyah şah bu anda h8 karesinden uzaklarda olmalı.
Beyaz şahı f7 karesine getirmenin yolunu bulduk ama şimdi siyah şahı h8 karesine nasıl getireceğiz? Beyaz fil ya siyah şahın geçeceği h7 karesinde olacak ya da o kareyi kontrol edeceğinden siyah şah h8 karesine ulaşamayacak gibi görünüyor. Fili g8-h7 küçük diyagonalinden başka bir yere koymak da işe yaramayacak, çünkü bu sefer fili oraya getirmek için başka bir engel çıkacak: Beyaz şah!
Eğer beyaz fili oraya getiremiyorsak beyaz fil yaratmayı deneyebiliriz, yani h7 karesine erişen beyaz piyon g8 karesinde (h8 karesinde beyaz kareli beyaz fil yaratılamaz) bir siyah taş alırsa bu sorun da çözülebilir. Şimdi o pozisyona bakalım.
Burada g8 karesine bir siyah taş koymaya çalışacağız. Siyah şahı yeniden h8 karesine koyduk çünkü beyaz piyon fil olduktan sonra şah ha7 karesinden geçemeyecekti. g8 karesinde siyah vezir olamaz, çünkü beyaz şah f7 karesindeyken şah çekiliyor olduğundan beyaz başka bir hamle yapmış olamaz. Siyahın atı orada olabilir belki:
Bu mümkün gibi gözüküyor ama g8 atı oraya nasıl gelmiş olabilir? Sadece h6 üzerinden ama o zaman da şah çekmiş olacaktı. Demek ki siyah at da olamaz. O zaman sadece siyah kale kalıyor.
Bu güzel işte. Piyon kaleyi alır ve aradığımız fil istediğimiz yere gelir. Durun ama, burada yeni bir problem çıkıyor.
Bu pozisyonda siyahın hamlesi yok. Beyaz fil de hala g8 karesinde, problemdeki pozisyona ulaşamıyoruz. Keşke siyahın h7 karesine gidebilecek bir taşı olsaydı. O zaman beyaz bir sonraki hamlede o taşı fille alıp problemde verilen pozisyona ulaşabilirdi.
Siyah filin h7 karesine ulaşması mümkün değil. Siyah kale de olamaz, çünkü a8 kalesi kafesinden hıç çıkamadı (piyonlar ve f8 karesindeki fil), diğer kale g8 karesinde piyon tarafından alındı ve bütün siyah piyonlar oyunda olduğundan siyah başka bir kale de yapmış olamaz. h7 karesinde bir at olabilir belki ama o zaman siyahın son hamlesi Ag5-h7 olmalı ki, g5 karesindeyken şah çekiyor olduğundan bu da kurallara aykırı olurdu. Demek ki h7 karesine gidebilecek tek siyah taş vezirdir.
Şimdi bütün bunların başladığı bir pozisyon bulalım ve hamlelerimizi yapalım:
Tanya Khovanova da olmasa heralde terazi soruları olarak sadece klasik sorularla yetinecektim. Bu soru da Tanya’dan geliyor.
Elimizde görünüşleri aynı dokuz adet madeni para var. Bunların sadece biri normal ve sekizi sahte. Sahte paraların dördü aynı ağırlıkta ve normal paradan hafif, diğer dört sahte para da aynı ağırlıkta ve normal paradan ağır. Normal parayı çift kefeli bir teraziyle kaç tartıda bulabiliriz?
Bu soruyu değişik yollardan çözmek mümkün. En basitinden bütün sıçrama şekilleri sayılabilir. Ben de çözüme bu şekilde başlayayım. 10 sayısını 1 ve 2 sayılarının toplamı şeklinde kaç değişik şekilde yazabiliriz? Bu arada bu toplamları 1 ve 2 adımlık sıçramaların sıraları da önemli olacak şekilde yazacağız. Yani 1+2+2+2+2+1 ile 1+1+2+2+2+2 toplamlarını farklı sıçramalar olarak sayacağız.
[table id=18 /]
Bu tablonun son sütunundaki toplamları topladığımızda da:
1 + 9 + 28 + 35 + 15 + 1 = 89 değişik sıçrama yöntemi buluruz.
Açıklamalar kısmında uzun uzun listelediğim sıçramaları bir önceki sütunda kombinasyon adetlerini bulma formülüyle kolayca hesaplayabiliriz tabii ki.
Soruyu başka türlü de çözebilirdik tabii ki. Bunun için önce daha küçük bir soruyla başlayalım. Bir basamak olsun. Tabii ki kurbağa bu merdiveni sadece tek bir sıçramayla çıkabilir. Peki iki basamak olursa ne olur? Bu da kolay, ya bir ya da iki basamak sıçrayarak iki değişik şekilde çıkar.
Üç basamağa geldi sıra. Kurbağa birinci basamaktan iki adımlık sıçramayla üçüncü basamağa ulaşabilir ya da ikinci basamaktan tek adımda. Yani üçüncü basamağa geliş yolu sayısı birinci basamağa geliş yolu sayısıyle ikinci basamağa geliş yolu sayısının toplamı oluyor.
Dördüncü basamak için baktığımızda da aynı şekilde üçüncü basamağa geliş yollarıyla ikinci basamağa geliş yollarının toplamını bulacağız. Bunu genel olarak yazmaya kalkarsak da şöyle bir şey çıkacak:
\(F(n) = F(n-1) + F(n-2) \)
n merdivendeki basamak sayısı, F(n) de kurbağanın bu merdiveni kaç farklı yoldan çıkabileceğinin sayısı. Yukarıdaki formül Fibonacci dizilerinin ta kendisi olmaktadır. Bu formülü defalarca kullanarak da soruyu çözebiliriz.
Bu pozisyonda tahtadaki taşları boyamamız isteniyor, yani hangi taşların beyaz, hangi taşların siyah olduğunu bulacağız. Şahların birinin beyaz birinin siyah olacağı açık. Peki diğer taşların biri beyaz biri siyah olabilir mi?
Olamaz, çünkü bu durumda iki taraf da aynı anda şah çekiyor olur. Bu da daha önce birinin kurallara aykırı bir hamle yaptığı anlamına gelir. Demek ki kale ve vezir aynı renklerde olmalı. İkisi de aynı anda şah çektiğine göre açarak şah çekilmiş olması lazım. Bu pozisyonda tek açarak şah imkanı beyazın g7 piyonunun h8 karesine giderek vezir olmasıyla mümkün. Demek ki piyon h8 karesinde siyah bir taş almış.
Bu pozisyonda siyah at yerine siyah fil de olabilir tabii. Böylece taşların rengini belirlemiş olduk.
Bir kurbağa on basamaklı bir merdiveni çıkmaya çalışacak. Her sıçramada ya bir ya da iki basamak çıkabiliyor. Onuncu basamağa kaç değişik şekilde ulaşabilir?
Dün gece acayip bir kabus gördüm. Kabusun acayipliği, ilk kez beynimle üzerinde mutabakata vardığımız kuralların dışına çıkmamız oldu. Şöyle ki, eğer rüyada bir hayalet (tanıdık olması ya da olmaması önemli değil) görürsem kurallara göre donup kalmam, ses çıkaramamam lazım. Yapmaya hakkım olan tek şey uyanmaya çalışmak ki onu da bugüne kadar çok güzel uygulayabilmiştim. Bunun dışındaki kabuslarda (okula dönüş, bir yerlere yetişme vb) hareket ve bağırma hakkım da oluyor, değişmeyen tek şey istersem uyanabilmem.
Neyse, dün gece rüyamda yaklaşık yedi saat önce bitmiş ve iki gün önceden de katılmayacağımı bildirdiğim briç turnuvasına gitmek için hazırlanıyordum. Hazırlanmaktan kastım da giyecek bir şeyler aramak ve bu noktada heralde kadınlar beni çok iyi anlayacaktır, giyecek hiçbir şeyim yok. Yanlış hatırlamıyorsam kot pantolonumu arıyordum. Bulamamamın nedeni büyük ihtimalle pantolonumu teyzemlerin evinde aramamdı ama rüyada bu gibi ayrıntılara takılmak çok gereksiz bir uğraştır. Bir odadan çıkıp diğerine giriyordum, hatta belki de üzerimde bir pantolon vardı ama ben yine de deli gibi arıyordum. Beş trenine yetişebilirsem harika olacaktı, yarım saatten biraz fazla zamanım vardı. Salona girdiğimde masanın etrafında oturan, google’ın deyimiyle yaklaşık beş tane hayalet gördüm. Genç bir kadın hayaletine bakıyordum ve donmuş gibiydim. Diğer hayaletler kendi çevrelerinde hafif hareket ediyorlardı ama kadın hareketsizce sadece bana bakıyordu. Kabus şartları sağlandığına göre bağırmaya ya da kaçmaya çalışmam anlamsızdı. En iyisi uyanma prosedürünü başlatmak olacaktı. O an kırk yıldır yapmadığım bir şeyi yaptım ve elimde tuttuğum ve bugünlerde yatakta başucu kitabım olan Ali Nesin’in “Analiz I” kitabını masadaki kadına fırlattım. Tabii ki beklediğim gibi kitap kadının içinden geçip yere düştü. Neyse ki yırtılmadı, uyanabilirsem okumayı düşünüyordum. Bunun üzerine kadın da bana açılmış bir şemsiye fırlattı. Bu da yine beklediğim gibi benim içimden geçmeyip yere düştü. O ana kadar öğrenebildiğim şeyler, kadının hayalet olduğu ve şemsiyenin hayalet olmadığıydı. Aslında kadın normal olup kitap da hayalet olabilirdi ama rüya işte, mantıklı düşünemiyordum. Sonra hep beraber birbirimize bir şeyler fırlatmaya başladık. Birbirimizi anlıyor gibiydik. Pantolonumu aramada yardım etmelerini istedim ama bana atılan şeyler arasında giyilebilecek bir şey yoktu. Tabii ki bu arada beş trenini kaçırmıştım ve hemen çıkarsam beş buçuk trenine yetişme şansım vardı. Bu şansı çok ciddiye almıyordum, çünkü rüyamda bugüne kadar ne derse, ne sınava, ne uçağa ne de bir randevuma yetişebilmiştim. Diğer taraftan daha önce bir hayaletle iletişim de kurmamıştım. Şansımı denemeye karar verip üzerime bir şey giymeden dışarı fırladım.
İşe gelince bütün bunların bir kabus olduğundan emin olmak için dün gitmediğim turnuvanın sonuçlarına baktım. Sonuçlar hala yüklenmemişti. Umarım hepsi bir rüyaydı ve turnuvaya gitmedim.