Bir süredir korona yüzünden aşı karşıtları arkadaşların gönderilerine de rastlıyorum. Evet, benim de aşı karşıtı tanıdıklarım var. Bu salgının tehlikesinin abartıldığı görüşünde birleşen gönderiler yapıyorlar. Maske takanlarla dalga geçiyorlar filan. Bu kısımlar üzerine düşünme gereği bile duymadım açıkçası. Olası bir aşının bulunmasında da devletin herkesi aşı olmaya zorlayacağını ve bunun insan haklarına aykırı olduğunu belirtiyorlar. Aklıma takılan kısım burası oldu.
Herhangi bir tedavide hasta tedaviyi kabul etmeyebilir. Böyle hakları var ve doktor bu durumda onu tedaviye zorlayamaz. Bunun yanında bazı aşıları çocukluktan itibaren mecburen oluyoruz. Demek ki bunlar öyle standart tedaviler değil. Anlaşılan işe yaramaları için herkesin aşı olması gerekiyor, ya da aşı olunmadığında hasta olma şansı yüksek ve sonuçları da çok ağır oluyordur.
Aşı bulunduğunda devlet bizi bu aşıyı olmaya zorlayacak mı acaba? Bunun cevabını bilmiyorum. Son salgınlara baktığımda devletler çoğunlukla bazı aşıları ya da adaylarını satmaya çalıştı sadece. Devlet böyle bir aşıyı yine satmaya kalkarsa alır mıyım? Açıkçası bunu henüz bilmiyorum.
Aşıyı ilk bakışta kendi açımdan ele aldım. Yani beni koruyacak bir şey. Diğer taraftan eğer virüs benim vücudumda çoğalamazsa başkalarına da bulaşamaz. Yani aynı maske gibi aslında aşı büyük çoğunluk için başkalarını korumak amaçlı olacak gibi. Peki bu durumda aşı olmayı doğrudan reddeden insanların durumu ne olacak?
Bu kişilerin hasta olmaktan korktuklarını sanmıyorum. Hastalığı bulaştırmaktan korktukları da yok anlaşılan. Bu arada bu hastalığın hafif atlatılsa bile uzun vadede hiçbir etkisinin olmadığını varsayıyorum. Zamanla bunun ne kadar doğru bir varsayım olduğunu görürüm ya da görmem ama şimdi kafamı daha da karıştırmak istemiyorum. Neyse, sağlıklı bir insanın hastalığı başka birine bulaştırabilmesi “benim vücudum, benim kararım” düşüncesiyle savunulabilir mi?
Birçok hastalıkta bunu dikkate almıyoruz bile. Gribi her yıl birilerinden alıp başkalarına bulaştırıyoruz. Hatta bulaştırdıklarımızın bazıları da ölüyordur ama hiç kimse suçlanmıyor. Tamam, gribi kimin kime bulaştırdığını tespit edememenin avantajları bunlar ama da yine de tamamen suçsuz olduğumuzu söyleyebilmek de çok zor. Bunun yanında HIV pozitif olup, bunu biliyor olmasına rağmen gerekli önlemleri almadan başkasına bulaştırmak suç olabilir. Peki test sayısını artırarak kimin kime covid bulaştırdığını tespit etmenin mümkün olduğu vakalarda yine bu kadar rahat olabilecek miyiz? Açıkçası bu şekilde ilk davanın ne zaman açılacağını merak ediyorum. Ne de olsa ihmal nedeniyle ölüme sebebiyet verme gibi bir suç var.
Eğer virüsün özgür iradesi olsa aşı olmamayı belki de bir katile yataklık ve yardım etmek olarak değerlendirmemiz bile mümkün olabilirdi ama bir virüsün insanları öldürmek gibi bir planı olduğuna inanmıyorum. Öyle programlanmış olsa bile. Yine de bizim açımızdan virüsler can düşmanlarımız, çünkü virüsle anlaşma şansımız olmadığından barış içinde yaşama şansımız da yok. Böyle bir savaş varsa eğer, aynı kurallara göre oynanmadığı da açık. Birbirimizle yaptığımız savaşlarda bile insan haklarını geri plana atmaktan çekinmiyoruz. Dolayısıyla bözle bir rakiple savaşırken insan haklarından söz etmek ne kadar mantıklı olur bilmiyorum.
Neyse işte. Oldukça düzensiz de olsa aklıma gelen bazı soruları yazayım dedim. Aşı bulunsa da bulunmasa da, soru sorma fırsatını kaçırmamak lazım.