Kendini başkasının yerine koyabilmek genelde oyunlarda kullanılan bir yöntemdir. Rakibim bu durumda ne yapardı diye düşünerek iyi bir hamle ya da strateji bulmanın güzel yollarından biridir. Nedense yazılım projelerinde çok sık gözardı edilen bir yöntemdir ama. Yaptığımız programı ya da makineyi kendi klonlarımızın kullanacağını ya da bu sistemlerin bizim çalıştığımız ortamlarda kullanılacağını varsayıyoruz heralde.
İşe başladığım ilk günlerdi. Şirketin endüstriyel teraziler üretip sattığını biliyordum ama henüz hiçbir tanesini görmemiştim. Birgün hemen yanımızdaki elektronik tasarım bölümüne servisten bir dokunmatik ekran birimi geldi. Bu ekranı tasarlayan eleman elindeki şeye şaşkınlıkla bakıyordu. Servis elemanı bunun tamir edilip edilemeyeceğini sordu. Arkası paslanmaz çelikten yapılmış 20 inç büyüklüğündeki tamamen yamulmuş dokunmatik ekran tasarımcının vereceği cevabı bekliyordu. Geleceği bu cevaba bağlıydı. Sonunda herkesin bildiği cevap geldi. Yenisini gönderin!
Sonra öğrendik ki müşteri teraziye, düşük ağırlıkta bir ürün tartıldığında her yerden duyulabilen bir alarm sistemi eklenmesini istemiş. Aslında mantıklı bir istek. Bazı üretim bölümleri çok hareketli ve gürültülü olur ve buralarda görsel sinyaller her zaman fark edilmeyebilir. Bazen de operatör birden fazla makineyi kontrol ederken sistemde ortaya çıkan sorunları kaçırabilir. Dolayısıyla müşteri, operatör müdahale edene kadar bu alarmın çalması istenmiş ve biz de yapmışız. Hamur ürünleri üretilen bu fabrikada operatör alarmı susturmayı başaramayınca o an şans eseri elinde bulunan kilolarca ağırlıktakı hamur bloğunu ekrana fırlatmış. Alarmın sustuğunu hiç sanmıyorum ama eleman elinden geleni yapmış.
Birkaç gün sonra bir başka müşteriden başka bir ekran geldi. Bu yamulmamıştı ama bizim de sorunlardan düşündüğümüz kadar uzakta olmadığımız hissini veren bir durumdaydı. Ekran boydan boya yarılmıştı.
Bu ekran da yine operatörün uzun süre doğru menüyü bulamaması nedeniyle bıçaklanarak (evet demek ki bazı operatörler üretimde bıçak kullanıyor) yırtılmıştı.
Bu örneklerde ne müşteri ne de bizim ekip kendini kullanıcı operatörlerin yerine koyabildi. Sonuçta belki o operatörler ceza aldılar ama müşteriler de bir bir süre üretim yapamayıp kayıplar yaşamış oldu. Bu derece olmasa da bu işin buralara varacağını kimse göremedi mi acaba? Tabii ki görenler olmuştur, hatta söylemişlerdir de ama bazen müşteriyi, bazen de satış departmanını ikna etmek kolay olmuyor. Herkes kendini başkasının yerine koyabilseydi çok farklı bir dünyada başka başka programlar yazıyor olurduk heralde.