Renkler

Satın almayı sevdiğim kadar boyalarla oynamayı da seviyorum. Sevdiğim kadar oynadığımı söyleyemem ama. Yani boyaları ve kağıtları alıp kendimi kaybedecek kadar bunlarla zaman geçirdiğimi hiç bilmem. Sanırım kendimi kaybetmeyi beceremiyorum. Beynim bunun için çok aktif. Bu nedenle sanatla hep kısa süre uğraşıyorum. Her uğraşının sonunda da bir hata yapıp o işi yarım bırakıyorum. Ne kadar dikkat edersem edeyim o hatanın yapılacağını biliyorum. Bu benim için, Tchaikovsky’nin dördüncü senfonisindeki kader motifi kadar doğal bir hal almıştır. Rahatsız etse de onsuz da edemem.

Biraz önce yarım bıraktığım resmim şu. Daha doğrusu bu kadar hatadan sonra daha kurtarmaya çalışmanın anlamı yok diye bıraktım. Zaten bir şeyi kurtarmayı düşündüğüm an o şeyden daha önceki kadar zevk alamayacağımı da biliyorumdur. En iyisi orada bırakıp bir daha denemek sanırım. Beckett’ın dediği gibi.

https://www.instagram.com/p/CCbiPOHpdTO/?hl=de

Çocukken çok resim yaptığımı pek hatırlamıyorum. Daha sonra da hiç yapmadım zaten. Ortaokuldaki resim ödevlerimi de hep babam yaptı. Şimdi resimle ilgilenmek hoşuma gidiyor ama zamanında yapılmamış antrenmanların eksikliği de belli oluyor. Yine de resimlerdeki güzel küçük bir bölüm bile mutlu olmama yetiyor. Düşünüyorum da bu süreç kendi hayatıma çok benziyor. Zaten asıl benzemese garip olurdu.

Bir yanıt yazın